Size İhtiyacım Var!

Onu Tanıyorum!
29 Eylül 2019
Nasıl Söylediğimi Değil, Ne Söylediğimi Dinle!
29 Eylül 2019

Çocuk sahibi olmak anne babaların üzerine oldukça fazla sorumluluk yüklemektedir. Annenin kutsallığı, babanın sağladığı güven duygusu gibi çocukluk dönemine ait önemi vurgulanan birçok çalışma vardır. Anne baba adaylarının farkında olması gereken, kendilerini bekleyen büyük bir sorumluluk ve önlerinde ömür boyu “Ben sıkıldım, Artık istemiyorum” gibi cümleler kurma lüksü tanımayacak uzun bir yolculuk vardır. Bireyi dünyaya getirmekle birlikte gelecekte yaşayacağı durumların büyük bir kısmında etkin güç olmak, en büyük özveriyi hak eder. Çocuğun doğumu itibariyle aktifliği artan ve zihinlerde büyüyerek canlanan ANNE-BABA sıfatı…

adult-bride-child-1250452
Bütün bunların yanı sıra çocuğun dünyaya gelmesini heyecanla bekleyen birçok anne ve babanın aklında yer alan önemli sorulardan birisi çocuğun yanında ne kadar süre var olunması gerektiğidir. Cevabının bilinmesi ve yaşam koşulları dâhilinde uygulanması gereken önemli sorulardandır. 0-2 yaş aralığı fiziksel, zihinsel, duygusal gelişimin en hızlı gözlemlendiği dönemdir. Bu dönemde çocuğun sadece fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması yeterli değildir. Bebek ve bakım veren kişi arasında bağlanma gerçekleşir. Bağlanma kavramı ise, anne-babaları ya da bakım verenler ve bebek arasında kurulan, duygusal olarak olumlu ve yardım edici bir ilişkinin var olmasını ifade eder. Yeni doğan bebeğin sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için başvuracağı kişi, kendisi ile ilgilenen kişiden ibarettir, bu kişi genellikle annedir. İlk yıllarda anne ile kurulan bu bağ, çocuğun kişiliğinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bağlanma türleri; güvenli bağlanma, kararsız bağlanma ve kaçıngan bağlanmadan oluşmaktadır. Güvenli bağlanan bebeklerin aileleri, çocukların tepkilerine karşı duyarlı ve ulaşılabilirdiler. Kaçıngan bağlanan bebeklerin aileleri, çoğunlukla çocukların stresli oldukları zamanlarda destek vermez, bedensel temas göstermez ve genellikle reddederek çocuğu yalnız bırakırlar. Son olarak kararsız bağlanan bebeklerin aileleri ise, çocukların endişeleri ve ihtiyaçlarından ziyade kendi ihtiyaçlarına daha duyarlıdırlar, genelde müdahaleci ve tutarsızdırlar. Ainsworth, bebeğin annesinin orada kendisi için var olduğunu hissetmek istediğini söylemiştir. Annesinin varlığıyla güçlenen çocuk, ilerlemeye ve dünyayı keşfetmeye hazırdır. Bu eksikse çocuk güvensiz ve keşfi engellenmiş olur. Bağlanma modelleri çocuğun kişiler arası ilişkileri içinde model oluşturmaktadır. Eğer çocuk bebeklik döneminde sevgi ve güven gördüyse, ileri ki yaşamında kendini sevilmeye değer ve güvenilir insan olarak kabul eder. Tam tersi çocuğun bağlanma gereksinimi karşılanmamış ise, ileriki yaşamında da kendisinin istenmediğine ve sevilmediğine inanacaktır. Birçok kurumda, bağlanma döneminin özelliklerinin çocukların yetişkinlik döneminde de kuracakları yakın ilişkilerde tekrarlanacağını belirtilmiştir. Bütün bunlarla birlikte anne-baba-bebek bağlanma dönemini olumsuz etkileyebilecek bazı durumlar yaşanmaktadır. Bebeğin doğum sonrası dönemde sürekli ağlaması ve kucağa alınmaya tepki vermemesi, daha sonra ise gülümsemede ve göz teması kurmada geç kalması ile 3. Ay itibariyle annenin sevilmediğini hissederek bebeği reddettiği gözlemlenebilmektedir. Bazı bebeklerin ise olan dışı davranışlar sergilemesi ile anne babalar bu davranışları yorumlamakta ya da davranışlar karşısında soğukkanlılıklarını korumakta güçlük çekmektedirler. Bu durum anne-baba-bebek ilişkisinin bozulmasına neden olabilmektedir. Ancak, nedeni ne olursa olsun, anne bebek bağlanmasında karşılaşılan kopmalar, bebeğin hem içinde bulunduğu dönemde hem de sonrasında bazı psikolojik zorlanmalar yaşamasına neden olabilmektedir. Çocukluk döneminde karşılaşılan ruhsal sorunlar, üç başlık altında toplanmaktadır. Bebeklik Depresyonu; anne ve bebek ilişkisinin kısa ya da uzun süreli kopmasına bağlı olarak, kısa süreli anne yoksunluğu ve uzun süreli anne yoksunluğu şeklinde tanımlanmaktadır. Sptiz’in yaptığı vaka çalışmasında, anneden ilk ayrılma sürecinde ruhsal yönden gayet sağlıklı olan, neşeli, çevresindeki uyaranlara ilgili, iştahı ve kilosu normal bebeklerin kayıtları vardır. Anneden ayrılık süreci uzadıkça bebeklerin hem ruhsal, hem de davranışsal kayıplar yaşamaya başladığı gözlemlenmiştir. Annenin üç ay içerisinde geri dönmesi ile olumlu yönde değişimlerin yaşanabildiği görülmüştür. Bazı çocuklarda ise kalıcı kayıplar yaşanabilmektedir.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu; genellikle 1-3 yaş arası çocuklarda sıklıkla görülen bir durumdur. Çocukların bağlandıkları kişiden ayrıldıklarında kendilerinin ya da bağlandıkları kişilerin başına bir şey geleceğine dair sürekli ve aşırı bir kaygı duymasıdır. Ayrılma anksiyetesi olan çocuklar, tek başına bir yere gitmek ya da evde yalnız kalmak istemeyebilirler. 6-8 yaş aralığında ise okula gitmek istememe davranışı şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Tepkisel Bağlanma Bozukluğu; 5 yaş öncesinde çocuğun gelişimine uygun davranışlar sergilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Toplumsal etkileşim ve ilişki kurmada yetersizlik sık gözlemlenen durumlardandır. Çocuğun temel duygusal ve fiziksel gereksinimlerinin sürekli görmezden gelinmesi, bakım veren kişinin sürekli değişmesi ile ortaya çıkabilmektedir.
Başladığımız noktaya dönersek bu dönemde ebeveynler kendi duyguları/yaşamları ve çocuğun ihtiyaçları arasında doğru bir denge kurmak durumundadır. Ebeveynlik deneyiminin kaç kez yaşanmış olduğuna bakılmaksızın, sizlerin hayattan beklentisi ve duyguları, çocuğun genetik olarak taşıdığı kişilik özellikleri ile birlikte her çocuk yeni bir yolculuğa (sevgi ve özveriye) çıkıştır. Çocukla geçirilen zamanın miktarının hiçbir önemi olmaksızın, zamanın verimli kullanılması ve onun ihtiyaçlarına doğru zamanda, doğru şekilde cevap verilmesi en etkili ebeveynlik deneyimini ortaya çıkaracaktır. Sevgi ve özverinin aşamayacağı hiçbir zorluk/engel yoktur. Ebeveynlik serüveninizin sevgi ve güvenle sürmesi dileğiyle…

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG
GAMZE KISMETOĞLU


KAYNAKÇA

Tüzün, O., Sayar, K., (2006). Bağlanma Kuramı ve Psikopatoloji
İlaslan, Ö. (2009). Çocukların Bağlanma Davranışlarının Özlük Nitelikleri ve Anne Bağlanma Stillerine
Göre İncelenmesi. Konya