Çocuk ve İstismar

Sınırları Zorlamak
29 Eylül 2019
Onu Tanıyorum!
29 Eylül 2019

Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1. Maddesinde - çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç - on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.

adorable-animal-attractive-1462634
Toplumların geçmişine bakıldığında, çocuklara karşı var olan kötü davranışların insanlık tarihi kadar eski olduğu görülmektedir. Dünya sağlık örgütünün yapmış olduğu açıklamaya göre, çocuk sağlığını; fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin ya da toplum tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan davranışlar çocuk istismarı ve ihmali olarak değerlendirilir. Bu tanıma göre yetişkin kişinin davranışlarının amacı değil, bu davranışların çocuklar üzerindeki sonuçları önem taşımaktadır. Son yıllarda dünyada çocuk istismarı konusu, tıbbi ve toplumsal açıdan giderek önem kazanmaya başlamıştır. Yaşanan istismarın yeterince bildirilmemesi, inkar edilmesi, tanı konulmasında ki güçlükler sorunun önemini daha da arttırmaktadır. Yapılan araştırmaların verilerine göre çocuğun yaşı ne kadar küçükse, istismara maruz kalma olasılığı o kadar fazladır. 0-4 yaş arasında çocuk istismarının görülme sıklığı, 5-14 yaş aralığına göre 2 kat fazladır. Çocuk istismarı; fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik ve ihmal olarak 5 temel gruptan oluşmaktadır.

FİZİKSEL İSTİSMAR

Çocuğun kaza dışı nedenlerle yaralanması ya da ailesi tarafından yeterince gözetilmemesine bağlı gelişen kazalardır. 18 yaşından küçük çocuk ya da gencin annesi, babası ya da bakımından sorumlu kişi tarafından sağlığına zarar verecek şekilde fiziksel hasara uğraması ya da yaralanma riskini taşımasıdır. İstismar çoğunlukla; cezalandırma, itaati sağlama ve öfke boşaltma amacıyla itme, sarsma, aletle ya da elle vurma, yakma ve ısırma gibi davranışlarla çocuğa zarar verilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda 18 yaş altı çocukların yaklaşık %25-50’sinin anne ya da babaları tarafından şiddet gördüklerini belirtilmiştir. Sosyal öğrenme teorisine göre, çocuklar şiddet uygulamayı ve bunun normal bir davranış olduğunu anne – babalarının davranışlarını gözlemleyerek öğrenir. Yapılan bazı araştırmaların sonuçlarına göre; fiziksel istismara maruz kalan çocuğun; kaygı yaşama, içine kapanma, kendini değersiz hissetme, sosyal ilişkilerinde olumsuzluklar yaşama ve depresif belirtiler gösterme olasılığının arttığı düşünülmektedir.

CİNSEL İSTİSMAR

Psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşça küçük olan bir çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel doyum için kullanılması ya da başkasının çocuğu bu amaçla kullanmasına izin verilmesidir. Tecavüz, ensest(aile içi istismar), teşhircilik, cinsel içerikli konuşmalar, pornografik film seyrettirme ve özel bölgelere temas gibi değişen eylemler cinsel istismar spektrumunu içermektedir. Cinsel istismar, çocuk istismarı grupları içerisinde belirlenmesi en zor olanıdır. Yapılan araştırmalarda cinsel istismar yaygınlığının kızlar için %20, erkekler için % 5-10 aralığında olduğu düşünülmektedir. Fakat erkek çocukların cinsel istismarının açığa çıkma olasılığı kızlara göre daha düşük olabilmektedir.

Çocuk cinsel istismara; anne, baba, kardeş, akraba, öğretmen, komşu ya da herhangi bir yabancı kişi tarafından maruz kalabilir. İstismarcı, düşünülenin tersine saygın ve sevilen bir kişi olabilir. Çocuklarda cinsel istismar uzun süreçte olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçlar için tek sendrom yoktur ancak istismar da bir risk etmeni olarak kabul edilmektedir. İstismarın, kaygı bozukluğu, madde kullanımı, benlik algısında değişmeler, duygulanım sürecinde bozulmalar, fobiler, bedensel yakınmalar, tekrarlayan kabuslar, suçluluk-utanç duyguları gibi belirtilerin görülme olasılığını arttığı düşünülmektedir.

DUYGUSAL İSTİSMAR

Duygusal istismar; anne, baba ya da çevresindeki yetişkinler tarafından çocukların kendilerini etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalıp; ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılarak psikolojik hasara uğratılma durumudur. Çocuğa bağırmak, küfretmek, aşırı baskı ve otorite kurmak, yaşının üzerinde sorumluluklar vermek, lakap takmak; çocuğu tehdit etmek, korkutmak, önemsememek, aile içi şiddete tanıklık etmeye zorlamak, yalnız bırakmak, aile içindeki tartışmalarda taraf tutmaya zorlamak, bağımlı kılmak ve aşırı korumak görülen duygusal istismar türlerindendir. Bu tür davranışlara maruz kalan çocuklarda; aileden uzaklaşmak, gergin olmak, değersizlik hissi, saldırgan davranışlar ve bağımlı kişilik özellikleri gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Diğer istismar türlerine göre duygusal istismar en sık karşılaşılan istismar türüdür. Hasarları fiziksel istismar kadar zedeleyici fakat bulguları fiziksel istismara göre çok daha gizlidir.

EKONOMİK İSTİSMAR

Ekonomik istismar, çocuğun gelişimini engelleyici, haklarını ihlal edici ya da düşük ücretli işlerde iş gücü olarak çalışması ya da çalıştırılması olarak tanımlanmaktadır. Son zamanlarda toplumlarının yaşadığı en büyük sorunlardan biri de çalışan çocuklardır. Ailelerin çocukları maddi gelir kaynağı olarak görmesi, sosyo-ekonomik sorunlar, köyden kente göçler, kaçak işçilik, ucuz iş gücü gibi durumlar nedeniyle çocuklar aileleri tarafından çeşitli işlerde çalışmaya zorlanmaktadır. Ekonomik istismara maruz kalan çocuklarda eğitim hayatlarından yoksun kalmak, fiziksel, psikolojik ve bilişsel gelişim düzeylerine uygun olmayan ortamlarda var olmaya zorlanmak gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.

İHMAL

Çocuğa bakmakla yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirememesi; beslenme, giyim, tıbbi, sosyal ve duygusal gereksinimler gibi gerekli ilgiyi gösterememesi, çocuğu fiziksel ya da duygusal yönden ihmal etmesi durumudur. İhmal ve istismar arasında ki en temek fark, ihmalin anne-baba ya da çocuktan sorumlu olan kişi tarafından çocuğun ihtiyaçları görmezden gelinip hiçbir şey yapılmama durumu; istismarınsa anne-baba ya da çocuktan sorumlu olan kişi tarafından çocuğun istenmeyen veya zarar verici bir davranışa maruz bırakılması durumudur.
En sık karşılaşılan sorunlardan biri büyüme- gelişme geriliği olan çocukların ihmale maruz kalmasıdır. İnsan topluluklarında ki en önemli değerlerden biri çocuklardır, çünkü çocuklar geleceğin teminatı ve toplumların devamlılığın garantisidir. Bizler için büyük değerlere sahip olan çocuklarımızı korumakta aileler çocuklara;
  • Cinsel organları yaralandığında ya da hastalandığında yalnız doktorların ya da anne-babaların (kendisine yardımcı olabileceğine güvendiği kişilerin) dokunabileceği,
  • Onları rahatsız edecek herhangi bir şekilde kendilerine dokundurtmama hakkına sahip oldukları,
  • Cinsel yönden kötüye kullanmaya çalışan (özel bölgelerine dokunmaya çalışan) birileri ile karşılaştıklarında oradan hemen uzaklaşmaları, eğer uzaklaşmalarına izin verilmiyorsa çığlık atabilecekleri,
  • Cinsel yönden kötüye kullanma, taciz ya da istismara maruz kalmaları halinde hiçbir zaman bu durumdan suçlu olmadıkları,
  • Cinsel organlarına dokunan ya da farklı istismar türlerinde bulunan kişinin bu durumu ‘SIR’ olarak saklamasını istemesi ya da ailesine zarar vereceği yönünde tehdit etmesi durumunda sır olarak saklamaması gerektiği,
  • İstismara uğradığında bu durumu kime nasıl anlatabilecekleri, gibi bilgileri öğretmelidir. Bu öğretim küçük yaş gruplarında oyuncak bebeklerin mayolu hali üzerinden özel bölgelerin anlatımı ile başlayabilir. Büyük yaş gruplarında ise, bu konu bir tabu olarak değerlendirilmeden gelişim özellikleri göz önünde bulundurularak anlatılabilir.


Uzman Klinik Psikolog Gamze Kısmetoğlu