Çocuk sahibi olmanın anlamının belki de fark edildiği ilk anlar, çoğu zaman
gözyaşlarının tutulamadığı en özel zamanlar “Anne – Baba – Dede vb.” sözlerinin ilk
duyulduğu anlardır. Size ait olan yegâne varlığın doğduğu andan itibaren kurduğunuz
milyonlarca cümleye karşılık söylediği 2 hecelik kelime, o an hayatın en özel, en anlamlı
konusu oluyor.
Tabii bu durumda aile bireylerinden kimin adı söylenmişse en çok gururlanan
belki de çocuğun en çok kendini sevdiğini iddia eden kişi o oluyor. Çocukların gelişim
süreçleriyle birlikte her dönemde bambaşka duyguların yaşandığı olaylara şahit olunmaktadır.
Tabii ki yaşanan olayların bazıları güzel duygularla gelirken bazıları ise çocuğun zorlandığı
ya da yaşadığı sorunlarla karşılaşmamıza neden olabilmektedir. Çocukların dil gelişimi ile
birlikte artikülasyon sorunları ile karşılaşılabilir. Artikülasyon sorunlarından biri olan
kekemelik üzerine Dünya’da ve Türkiye’de yapılmış birçok araştırma yer almaktadır.
Kekemelik, konuşma sırasında ses, hece tekrarları (yü-yürümüş vb.), seslerin uzatılması
(bbbbbütün vb.), sözcüklerin parçalanması (sözcük içinde ara verme), konuşma sırasında
doldurulamayan duraksamalar (-konuşma yok- basketbol oynadım), söylemesi zor sözcükleri
kullanmamak amacıyla anlatması gerekeni farklı kelimeler kullanıp uzatarak anlatma, tek
heceli sözcük tekrarlarının (ko-ko-koştum vb.) görülmesi ve aynı zamanda konuşma
akıcılığının, bütünlüğünün bozulmasına neden olma durumudur. Ancak çocuğun konuşmaya
başlaması ile birlikte 4-5 yaş aralığına kadar görülen tekrarlamalar kekemelik ile
karıştırılmamalıdır. Çocuklar 2 - 5 yaş aralığında hızlı düşünebilmekte fakat düşünce hızları
ile konuşma hızları eşit olmadığı için gelişimsel dönemlerine bağlı olarak kısa süreli
kekemelikler gözlemlenebilmektedir. Yapılan araştırmalarda bu durumun konuşma
bozukluğuna yatkınlığı olan çocuklarda görüldüğü belirtilmiştir. Etkileri uzun süren
kekemelikler genellikle 2-7 yaş aralığında görülmektedir. Kelime tekrarları ya da kısa süreli,
gelişim dönemine bağlı kekemelik ile konuşma bozukluğu olan kekemelik doğru ayırt
edilmelidir.
Günümüze kadar kekemeliğin ortaya çıkış sebepleri ile ilgili birçok araştırma
yapılmıştır. Nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmalarda bazı
sonuçlara ulaşılmıştır. Bu araştırma sonuçlarında; genetik ve fizyolojik faktörler (aile
geçmişinde kekemeliğin bulunması vb.), çocuğun başarılı olması için anne ve babasından
gördüğü zorlama, evde aşırı disiplin uygulanması, sol elini kullanan çocuğu sağ elini
kullanması için baskı yapılması (nörolojik), erken çocukluk döneminde duygusal güçlükler
yaşanması, bebeğin erken sütten kesilmesi yada erken tuvalet eğitimine başlanması, çocuğun
akıcı konuşması için gerekli olan dilsel, bilişsel, motor ya da duyusal kapasitesinin çevrenin
beklentisi karşısında yetersiz kalması, bazı kelimelere takılmama çabası, ebeveynlerin
çocukların konuşmasındaki yetersizlikleri ayıplaması gibi birçok neden yer almaktadır.
Kekemelik sorunu olan çocukların çoğunun dikkatlerinin kendilerine dönük olduğu,
kendi kekemeliklerinden etkilendikleri, kendi konuşmalarını takip ettikleri, grup içinde yer
aldıklarında huzursuzluklarının ve konuşmalarındaki takılmaların arttığı, yalnızlığı seçtikleri,
alıngan ve inatçı oldukları görülmektedir. Kekemelik, çoğu zaman çocuğu toplum içerisinde
zor durumda bırakıp kendini ifade etmesini engellemesi nedeniyle çocuk için oldukça zor bir
durum yaşanmakta ve özgüveninin zarar görmesine neden olmaktadır. Bu süreçte ailelere
önemli sorumluluklar düşmektedir. Ailelerin çocukları ile var olan ilişkilerinde hoşgörülü
davranmaları oldukça önemlidir. Aşırı disiplinli ve denetimci ebeveyn olmamak, çocuk
kendini ifade etmeye çalışırken sabırsızlıkla sözünü kesmemek ve normal bir konuşma
sürecindeymiş gibi davranmaya devam etmek, çocuğun önemli özelliklerini, yeteneklerini
ortaya çıkarmak ve dikkatini konuşma sorunundan uzaklaştırmak doğru yaklaşımlardan bir
kaçı olacaktır. Okul döneminde olan bir çocuk ise öğretmeni ile iş birliği yapılması
(öğretmeninden de çocuğa karşı aynı hoşgörülü davranışı sergilemesinin beklenmesi),
arkadaşları tarafından konuşması nedeniyle alay konusu olur ise çocuğa bu durumla nasıl baş
edeceğinin öğretilmesi ve yaşadığı sorunun arkadaşlarıyla iletişim kurmasıyla ilgili engel bir
durum olmadığının anlatılması oldukça önemlidir. Çocuğun konuşma sorunundan dolayı
gelişimsel, psikolojik süreçlerinde zorlanma yaşamaması, kişilik gelişiminde olumsuz etkiler
oluşmaması için ailenin çocuğun yanında yer alması gerekmektedir. Yaşanan bu süreçte
konuşma terapisti ile ilerlenmeli, kekemeliğin inatçı olduğu, sabırlı ve düzenli bir tedaviye
ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.
Uzman Klinik Psikolog Gamze Kısmetoğlu
Kaynakça
Ülgen, M. Çocukluk Ve Ergenlik Döneminde Görülen Uyum Ve Davranış Sorunları
Pınarcık, Ö. (2013). 6-8 Yaş Kekeme Öğrencilerin Psiko-Sosyal Yönden Karşılaştıkları
Güçlüklerin Öğrenci Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi