Toplumların geçmişine bakıldığında, çocuklara karşı var olan kötü davranışların insanlık tarihi kadar
eski olduğu görülmektedir. Dünya sağlık örgütünün yapmış olduğu açıklamaya göre, çocuk sağlığını;
fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin ya da toplum tarafından
bilerek ya da bilmeyerek yapılan davranışlar çocuk istismarı ve ihmali olarak değerlendirilir. Bu
tanıma göre yetişkin kişinin davranışlarının amacı değil, bu davranışların çocuklar üzerindeki sonuçları
önem taşımaktadır.
Son yıllarda dünyada çocuk istismarı konusu, tıbbi ve toplumsal açıdan giderek önem kazanmaya
başlamıştır. Yaşanan istismarın yeterince bildirilmemesi, inkar edilmesi, tanı konulmasında ki
güçlükler sorunun önemini daha da arttırmaktadır. Yapılan araştırmaların verilerine göre çocuğun yaşı
ne kadar küçükse, istismara maruz kalma olasılığı o kadar fazladır. 0-4 yaş arasında çocuk istismarının
görülme sıklığı, 5-14 yaş aralığına göre 2 kat fazladır.
Çocuk istismarı; fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik ve ihmal olarak 5 temel gruptan oluşmaktadır.
FİZİKSEL İSTİSMAR
Çocuğun kaza dışı nedenlerle yaralanması ya da ailesi tarafından yeterince gözetilmemesine bağlı
gelişen kazalardır. 18 yaşından küçük çocuk ya da gencin annesi, babası ya da bakımından sorumlu
kişi tarafından sağlığına zarar verecek şekilde fiziksel hasara uğraması ya da yaralanma riskini
taşımasıdır. İstismar çoğunlukla; cezalandırma, itaati sağlama ve öfke boşaltma amacıyla itme,
sarsma, aletle ya da elle vurma, yakma ve ısırma gibi davranışlarla çocuğa zarar verilmesi şeklinde
ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda 18 yaş altı çocukların yaklaşık %25-50’sinin anne ya da
babaları tarafından şiddet gördüklerini belirtilmiştir.
Sosyal öğrenme teorisine göre, çocuklar şiddet uygulamayı ve bunun normal bir davranış olduğunu
anne – babalarının davranışlarını gözlemleyerek öğrenir. Yapılan bazı araştırmaların sonuçlarına göre;
fiziksel istismara maruz kalan çocuğun; kaygı yaşama, içine kapanma, kendini değersiz hissetme,
sosyal ilişkilerinde olumsuzluklar yaşama ve depresif belirtiler gösterme olasılığının arttığı
düşünülmektedir.
CİNSEL İSTİSMAR
Psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşça küçük olan bir çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel
doyum için kullanılması ya da başkasının çocuğu bu amaçla kullanmasına izin verilmesidir. Tecavüz,
ensest(aile içi istismar), teşhircilik, cinsel içerikli konuşmalar, pornografik film seyrettirme ve özel
bölgelere temas gibi değişen eylemler cinsel istismar spektrumunu içermektedir.
Cinsel istismar, çocuk istismarı grupları içerisinde belirlenmesi en zor olanıdır. Yapılan araştırmalarda
cinsel istismar yaygınlığının kızlar için %20, erkekler için % 5-10 aralığında olduğu düşünülmektedir.
Fakat erkek çocukların cinsel istismarının açığa çıkma olasılığı kızlara göre daha düşük
olabilmektedir.
Çocuk cinsel istismara; anne, baba, kardeş, akraba, öğretmen, komşu ya da herhangi bir yabancı kişi
tarafından maruz kalabilir. İstismarcı, düşünülenin tersine saygın ve sevilen bir kişi olabilir.
Çocuklarda cinsel istismar uzun süreçte olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçlar için tek
sendrom yoktur ancak istismar da bir risk etmeni olarak kabul edilmektedir. İstismarın, kaygı
bozukluğu, madde kullanımı, benlik algısında değişmeler, duygulanım sürecinde bozulmalar, fobiler,
bedensel yakınmalar, tekrarlayan kabuslar, suçluluk-utanç duyguları gibi belirtilerin görülme
olasılığını arttığı düşünülmektedir.
DUYGUSAL İSTİSMAR
Duygusal istismar; anne, baba ya da çevresindeki yetişkinler tarafından çocukların kendilerini
etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalıp; ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakılarak psikolojik
hasara uğratılma durumudur. Çocuğa bağırmak, küfretmek, aşırı baskı ve otorite kurmak, yaşının
üzerinde sorumluluklar vermek, lakap takmak; çocuğu tehdit etmek, korkutmak, önemsememek, aile
içi şiddete tanıklık etmeye zorlamak, yalnız bırakmak, aile içindeki tartışmalarda taraf tutmaya
zorlamak, bağımlı kılmak ve aşırı korumak görülen duygusal istismar türlerindendir. Bu tür
davranışlara maruz kalan çocuklarda; aileden uzaklaşmak, gergin olmak, değersizlik hissi, saldırgan
davranışlar ve bağımlı kişilik özellikleri gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir.
Diğer istismar türlerine göre duygusal istismar en sık karşılaşılan istismar türüdür. Hasarları fiziksel
istismar kadar zedeleyici fakat bulguları fiziksel istismara göre çok daha gizlidir.
EKONOMİK İSTİSMAR
Ekonomik istismar, çocuğun gelişimini engelleyici, haklarını ihlal edici ya da düşük ücretli işlerde iş
gücü olarak çalışması ya da çalıştırılması olarak tanımlanmaktadır. Son zamanlarda toplumlarının
yaşadığı en büyük sorunlardan biri de çalışan çocuklardır.
Ailelerin çocukları maddi gelir kaynağı olarak görmesi, sosyo-ekonomik sorunlar, köyden kente
göçler, kaçak işçilik, ucuz iş gücü gibi durumlar nedeniyle çocuklar aileleri tarafından çeşitli işlerde
çalışmaya zorlanmaktadır. Ekonomik istismara maruz kalan çocuklarda eğitim hayatlarından yoksun
kalmak, fiziksel, psikolojik ve bilişsel gelişim düzeylerine uygun olmayan ortamlarda var olmaya
zorlanmak gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.
İHMAL
Çocuğa bakmakla yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirememesi; beslenme, giyim, tıbbi,
sosyal ve duygusal gereksinimler gibi gerekli ilgiyi gösterememesi, çocuğu fiziksel ya da duygusal
yönden ihmal etmesi durumudur. İhmal ve istismar arasında ki en temek fark, ihmalin anne-baba ya da
çocuktan sorumlu olan kişi tarafından çocuğun ihtiyaçları görmezden gelinip hiçbir şey yapılmama
durumu; istismarınsa anne-baba ya da çocuktan sorumlu olan kişi tarafından çocuğun istenmeyen veya
zarar verici bir davranışa maruz bırakılması durumudur.