KORONA SÜRECİNDE PANİK ATAK

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
20 Nisan 2020
2020 LGS HAKKINDA MERAK EDİLENLER?
4 Haziran 2020

1-Koronavirüs insanların yaşamını nasıl etkiledi? Herkesin yaşadığı duygular aynı mıdır?

Dünya’da ve ülkemizde etkisini gösteren koronavirüs ile tüm insanların yaşamı etkilendi. Bu etki bazılarının hayatına kaygı ve korkuyu taşırken, bazılarının da var olan kaygı ve korkularını kontrol etmekte zorlanmasına paniğe dönüşmesine sebep oldu.Yani beden ve ruh sağlığı için “kendini koru!” sinyalleri oluştu. Yaşamsal tehdit hissedilen dönemlerde kişilerin kaygı düzeyinin yükselmesi oldukça normal bir durum. Bütün bunlarla birlikte hayat içerisinde karşılaşılan zorluklarda bazı psikolojik sorunların arttığı gözlemlenmektedir. Her insanın olumsuz bir durumu karşılaması ve değerlendirmesi aynı şekilde olmamaktadır. Kaygı ve endişenin yoğun olduğu, çözümlenebilecek küçük sorunları felaketleştiren, olumsuz koşulları daha çok düşünen kişilerin kaygıdan etkilenme ihtimallerinin yüksek olduğu düşünülmektedir.

2-Stres ve kaygı yaşadığımızı, bunun psikolojik bir soruna dönüştüğünü nasıl fark ederiz?

Stres ve kaygıya genel olarak bakıldığında insan hayatında var olan itici güçlerden biridir. Yani kişinin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli bir duygudur. Fakat kaygı paniğe dönüştüğü noktada, olumlu yönünü geride bırakarak sorun yaratmaya başlamış demektir. İnsan hayatı boyunca panik atak belirtilerini birçok kez deneyimler, bu belirtiler her zaman panik atak yaşandığı anlamına gelmemektedir. Yaşanan belirtileri etkileyen farklı fizyolojik ve psikolojik etmenler var olabilir. Şuan yaşadığımız zamana dönersek koronavirüs tedbirleri, dikkat edilmesi gereken hijyen kuralları ve ilişkiler hepsi farklı bir tutumla sürdürülmeye devam ediliyor. İnsanların yaşam şekillerinin, ilişkilerinin değişmesi ve sağlık tehdidi ile birlikte kaygı düzeylerinin yükseldiğine bazı kişilerde paniğe dönüştüğüne tanık olmaktayız. Bu güne kadar panik atak geçirmemiş bu sorun hakkında fikir sahibi olmayan kişilerin, beklenmedik bir anda yaşaması ve hastaneye de gidememesi sebebiyle içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Bu durum kişinin kontrolü kaybetme ve aklını yitireceği düşüncesine kapılma inancını güçlendirir.

3-Panik atak nedir? İnsanlar panik atağın etkilerini nasıl yaşar?

Panik atak; genellikle 20’li yaşlarda başlayan, göğüs ağrısı, ürperme, sıcak basması, nefes darlığı, düzensiz kalp atışı, bedende uyuşma, aşrı terleme, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi belirtilerle ortaya çıkan korku ve dehşet duygusudur.

Yoğun fizyolojik belirtileri ile birlikte gergin-çaresiz hissetmek, duygu değişimleri yaşamak, öz saygı eksikliği yaşamak, evhamlı-endişeli hissetmek gibi duygusal ve aşırı yemek yemek ya da iştah kaybı, hassasiyet, uyku düzeninde değişiklik gibi davranışsal belirtilerde gözlemlenebilmektedir. Bazı kişilerin gece atakları ile uyanması ya da beklenmeyen belirtisiz ataklar şeklinde karşılaşması oldukça sık rastlanılmaktadır. Kişiyi en çok zorlayan yaşadığı şeyin bir panik atak olduğunun farkında olup yoğun kaygı ve korku duygusu içinde sıkıştığını, bir türlü kurtulamadığını hissetmesidir. Kişinin içine kapanması bu düşünce ve korku ile yoğun bir şekilde savaşması zihinsel olarak oldukça yorucu ve zor bir süreçtir.

Panik atak, yoğun ve kaygılı ilerlerken kişilerin yaşamlarını ya da kaygılarını etkileyen koşulların farkına varmaları oldukça zordur. Çünkü panik belirtileri oluşmaya başladığında, kişi çok sakin bir zaman diliminde de yaşıyor olabilir. Sebebi tek başına bulmak ve çözümlemek bu yüzden kişi için zorlayıcı gelebilir.

4-Kişi panik atak yaşandığı düşünüyorsa ya da panik atak tanısı varsa ne yapılmalı? Panik atak belirtilerini ya da panik atağı yaşayan kişilerin yaşamını kolaylaştırmak için önerileriniz nelerdir?

Panik atak geçirdiğini ya da geçireceğini düşünen kişilerin öncelikle bir hekimden fizyolojik bir rahatsızlığı olup olmadığına dair destek almalıdır. Herhangi bir rahatsızlığınız yoksa panik ataklarınız devam ediyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek almanız doğru olacaktır.

Bu süreçte yaşamınızı kolaylaştırmak adına birkaç öneri söyleyebilirim;

-İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış gibi iki uçta var olan yargılarınızı yeniden düşünüp, değerlendirin

-Yaşadığınız tek bir olumsuz olayı bütün yaşamınıza yansıtmayın “Bir defa oldu öyleyse her zaman olacak” şeklinde genellemeyin

-Olumsuz duygu ve düşüncelere takılı kalmayın, hayatınıza bir bütün olarak bakın ve bu şekilde değerlendirin

-Yaşadığınız ya da başardığınız olumlu durumları küçümsemeyin kendinizi-hayatınızı takdir edin

-Kesin bir sonucu bulunmayan ya da gerçekçi olmayan durumlar için ön yargılı davranmayın

-Geleceği görmeye çalışmaktan ya da zihin okumaktan kaçının

-Küçük hataları ya da üzücü durumları büyüterek içinde kaybolmayın

-Yaşanan durumları bir felaketmiş gibi algılamaktan kaçının, iyimser bakmayı deneyin

-Her şeyi kişisel algılamaktan kaçının

-Kendinizi iyi hissettiğiniz, sizi keyif veren işinize/aktivitelerinize daha sık zaman ayırın

-Son olarak bütün duygularınızı yeniden değerlendirin, ne kadar doğruyu ya da gerçeği yansıtıyor kendinize, yaşadıklarınıza ve duygularınıza yeniden bakın.

Var olan ve yaşanan her şeyin bir deneyim, hayatınız için bir değişim olduğunu unutmayın. Kendinizi yeniden keşfettiğiniz bu dönemde yaşadığınız her şeyin bir adım sonra yaşayacaklarınızı güzelleştirmesi dileğiyle…

Uzman Klinik Psikolog GAMZE TÜRKMEN